top of page

İTHALATTA GÜMRÜK VERGİSİ İADESİ İLE MAHRECE İADE SÜRECİ VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

  • Yazarın fotoğrafı: Feride Babalı
    Feride Babalı
  • 15 Nis
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 27 Eyl

ree

1. Giriş

Uluslararası ticaretin karmaşık yapısı ve ithalat işlemlerinin yüksek mali yükümlülükler içermesi, ithalatçılar açısından zaman zaman geri verme veya kaldırma yoluyla vergi iadesi mekanizmalarının işletilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda, Gümrük Kanunu (4458 sayılı Kanun) ile düzenlenen “verginin geri verilmesi ve kaldırılması” kurumları, özellikle ithalat işlemleri sonrasında ortaya çıkan ihtilafların giderilmesi açısından önem taşımaktadır. Ancak uygulamada, özellikle mahrece iade edilen eşyalar bakımından yapılan KDV iadesi başvurularının çeşitli gerekçelerle reddedildiği gözlemlenmektedir. Bu çalışmada, söz konusu vergilerin iadesine ilişkin hukuki çerçeve ortaya konulmuş ve uygulamada dikkat edilmesi gereken başlıca hususlar ele alınmıştır.


2. Gümrük Vergilerinin Geri Verilmesi ve Kaldırılması

Gümrük vergilerinin geri verilmesi veya kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Kanunu’nun (4458 sayılı) 211 ila 214. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, aşağıdaki hukuki durumlar kapsamında uygulanmaktadır:


2.1. Yersiz Tahakkuk Eden veya Kanunen Ödenmemesi Gereken Vergiler (md. 211)

Vergilerin sehven veya hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirilmesi durumunda, üç yıl içinde geri verme talebinde bulunulabilir. Ancak başvurucunun kastı söz konusu ise bu hak kullanılamaz.


2.2. Beyannamenin İptali Halinde İade (md. 212)

Gümrük beyannamesinin iptal edilmesi durumunda, bu beyannamede tahakkuk eden vergiler yükümlüye iade edilir.


2.3. Kusurlu, Sözleşmeye Aykırı veya Eksik Eşya Nedeniyle İade (md. 213)

İthal edilen eşyanın kusurlu, eksik veya sözleşmeye aykırı olması, dolayısıyla kabul edilmemesi ve iade edilmesi durumunda; eşyanın kullanılmamış ve mahrecine iade edilmiş olması şartıyla, yükümlü tarafından yapılan başvuru üzerine ithalat vergilerinin iadesi mümkündür. Başvurular, bir yıl içerisinde yapılmalıdır; ancak mücbir sebep veya benzeri haklı gerekçelerin varlığı durumunda bu süre aşılırsa dahi değerlendirme yapılabilir.


2.4. Cumhurbaşkanı Kararı veya Uluslararası Anlaşmalara Dayalı Durumlar (md. 214)

Uluslararası yükümlülükler veya Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenen özel durumlarda da vergilerin geri verilmesi veya kaldırılması uygulanabilir.


3. Mahrece İade Kapsamında Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Mahrece iade uygulamaları, eşyanın iadesi sonrası vergilerin geri alınabilmesi açısından sık başvurulan, ancak teknik hatalara açık bir süreçtir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken başlıca hususlar şunlardır:


3.1. Kullanılmamışlık Tespitine İlişkin Delil Yeterliliği

İade başvurusunun kabulü için, eşyanın yeni ve kullanılmamış olduğunun açıkça tespit edilmesi gerekmektedir. Bu tespit, gümrük muayenesi sırasında yapılamamışsa, Ticaret ve Sanayi Odası gibi yetkili kuruluşlardan alınacak ekspertiz raporuyla desteklenmelidir. İlgili Gümrük Genel Tebliği’ne göre, bu raporun gümrük gözetiminde alınması zorunlu değildir. Dolayısıyla, eşyanın hiç kullanılmadığını gösteren görsel kayıtlar, teslim tutanakları ve sevk belgeleri de başvuru dosyasına eklenmelidir.


3.2. Beyannameler Arasında Bağlantının Açık Şekilde Kurulması

İthalat ve ihracat beyannameleri arasında açık ve doğrudan bir ilişki kurulmalıdır. İhracat beyannamesinde “mahrece iade” ibaresine yer verilmeli, ithalat beyannamesine ise açıkça atıfta bulunulmalıdır. Bu bağlantı, belgeler aracılığıyla somut bir şekilde ortaya konulmalıdır.


3.3. Ekspertiz Raporlarının Sunumu ve Geçerliliği

Ekspertiz raporunun, yetkili bir meslek kuruluşu tarafından düzenlenmiş olması yeterlidir. Gümrük idaresi gözetiminde alınma zorunluluğu bulunmamakla birlikte, raporun düzenlenme tarihi, kapsamı ve teknik yeterliliği büyük önem taşır. Raporda, eşyanın kullanılmadığı, orijinal ambalajında bulunduğu ve teknik olarak çalıştırılamadığı gibi hususlar ayrıntılı biçimde yer almalıdır.


Bu bağlamda, Danıştay 7. Dairesi'nin 2019/4385 Esas ve 2021/2318 Karar sayılı kararında da benzer bir değerlendirmede bulunulmuştur. Söz konusu kararda:

• “...kullanılmamış olduğu sabit olan ve mahrecine iade edilen eşyanın vergilendirilmemesi gerektiği açık olup, yükümlü tarafından yapılan iade talebinin, Gümrük Kanunu’nun 213. maddesi kapsamında değerlendirilerek kabul edilmesi gerekir.”

ifadelerine yer verilmiş, kullanılmamışlık ve iade koşulları sağlandığı takdirde vergi iadesinin yapılması gerektiği açıkça vurgulanmıştır.


3.4. Başvuru Sürelerine Uyulması ve Mücbir Sebep Değerlendirmesi

Kanunda öngörülen bir yıllık başvuru süresi esas olmakla birlikte, bazı durumlarda bu sürenin aşılması kaçınılmaz olabilir. Özellikle üretici firma ile yaşanan uyuşmazlıklar, teknik sorunlar veya iadeye ilişkin yazışmaların uzaması durumunda, mükellefin kusuru bulunmayan gecikmeler “mücbir sebep” kapsamında değerlendirilmelidir. Böyle durumlarda, idarenin somut olayın özelliklerini dikkate alarak değerlendirme yapması önemlidir.


3.5. Belgelerin Tutarlılığı ve Süreç Yönetimi

Vergi iadesi taleplerinde başvuru dosyasının sistemli ve bütünlüklü hazırlanması gerekmektedir. Tüm beyannameler, ekspertiz raporları, fotoğraf/video belgeleri, üreticiyle yapılan yazışmalar ve teslim tutanakları tek bir dosya halinde sunulmalı, başvurunun hukuki dayanağı açıkça ifade edilmelidir. Belgelerde herhangi bir çelişki veya eksiklik bulunması, idari ret riskini artıracaktır.


4. Sonuç

Mahrece iade kapsamında yapılan vergi iadesi başvuruları, dış ticaret işlemleri sırasında ortaya çıkabilecek sözleşmeye aykırılık, eksiklik veya teknik uygunsuzluk gibi durumların hukuki ve idari açıdan giderilmesi bakımından önemli bir başvuru yoludur. Bu tür işlemlerin değerlendirilmesinde, yalnızca eşyanın fiziksel durumu değil, başvuruya eklenen tüm belgelerin düzenlenme biçimi, sunuluş zamanı ve birbirleriyle olan ilişkisi de önem arz etmektedir.


Bu bağlamda, eşyanın kullanılmamış olduğuna ilişkin tespitin açık ve belgeli şekilde yapılması, ithalat ve ihracat beyannameleri arasında somut ve doğrudan bir bağ kurulması, başvuru süresine riayet edilmesi ve tüm belgelerin çelişkisiz biçimde dosyalanması gerekmektedir. Ekspertiz raporlarının teknik yeterliliği, raporun hangi makamca düzenlendiği ve raporun kapsamı da ayrıca değerlendirme sürecine yön vermektedir.


Sonuç itibarıyla, mahrece iade suretiyle gerçekleştirilen vergi iadesi başvuruları, yalnızca şekli koşulların yerine getirilmesiyle değil; aynı zamanda her başvurunun kendi iç tutarlılığı ve mevzuat ile uyumu çerçevesinde değerlendirilmelidir. Gümrük mevzuatının öngördüğü sistematik içerisinde yürütülen, belgelendirmesi kuvvetli ve hukuki çerçevesi açıkça kurulan başvurular, gerek kamu alacağının korunması gerekse mükelleflerin haklarının tesisi bakımından dengeli bir uygulama zemini sunmaktadır.

 

 
 
Yazar

Feride Babalı

Avukat / Kurusu Ortak

bottom of page